24/12/2025
Yollarda Akan Bir Ömür
Başında kırmızı yazması, elinde değneği var. Taşların üzerinde yavaş ama emin adımlarla yürüyor Hatice Karadan. Her adımıyla dağı tanıyor, dağ da onu. Rüzgâr yazmasını savururken, o neşesini de üzüntüsünü de dağlara anlatıyor.
Keçilere sesleniyor; aslında hayatla konuşuyor.
“Hadi kızım, dağılmayın,” derken gülümsüyor. Sesindeki sıcaklığı keçiler anlıyor, dağlar saklıyor. Bazen kahkaha atıyor, bazen susuyor. Sustukça, yeni neslin istemediği bu yaşamın ağırlığı çöküyor omuzlarına.
Elindeki değnek sadece sürüyü yönlendirmiyor, hayatını dengede tutuyor. Beş dakika dinlenmek bile mümkün değil. Bir an dursa, aklı bahçelere gidiyor; “Ya davar birinin tarlasına girerse” korkusu hiç eksik olmuyor.
Yürürken bir kaplumbağa görüyor. Duruyor. Gülümsüyor.
“Biz ona dede deriz,” diyor. Doğaya saygıyı uzun uzun anlatmıyor; duruşuyla gösteriyor. Keçiler bekliyor, dağlar susuyor.
Hatice Karadan bulunduğu hayattan memnun. “Biz başka iş yapamayız,” diyor. Yollarda, davarın ardında geçen bu ömür ona ağır gelmiyor; sadece yalnız kalıyor. Çünkü bu yolları yürümek isteyen artık az.
Gün batarken gölgeler uzuyor. Hatice yine yola devam ediyor.
Neşesini keçilerle paylaşıyor, üzüntüsünü dağlara bırakıyor.
Ve şu anda, tam bu anda, Yörük yaşamı onun adımlarında hâlâ yaşıyor.