“Sonra büyüdüm. Hâlâ büyüyorum. Son halini almamış, sürekli kıpırdanan çamurdan bir yığın gibi hissediyorum kendimi. Sıkıldım toplanıp dağılmaktan. Sonunda neye benzeyeceğimi merak ediyorum. Sırf bunun için katlanıyorum bunca zahmete.”
21/07/2025
“Ödünç verilmiş... Kendini geçici, eğreti, evsiz görme ve hayata yabancılaşma duygusuna böyle deniyorsa, evet, hissetmişti, hem de pek çok kez; ama bunu kesinlikte hiç dile getirmemişti.”
19/07/2025
“Yoluna devam ederken kimse seni durdurmuyor. Kimse peşinden koşup kafanı kırmıyor. Odanda yatağına bırakıyorsun kendini. Biri kapıyı kapatıyor, sonrası sessizlik, tam bir sessizlik.”
18/07/2025
“Yaşamış olduğum şeyleri kimse anlayamazdı. Onlar bana aitti.”
Fransız 4 yazar, yarattıkları 4 kitaplık dizide 4 farklı karaktere can veriyor. Paris’te yaşayan “Mavi Kirazlar” Violette, Zik, Satya ve Amos’un dostlukları geçmişte saklı, karanlık bir sırra dayanıyor...
16/07/2025
“Sen bir kahraman değilsin, ben de güzel değilim ve büyük olasılıkla, sonsuza kadar mutlu yaşayamayacağız…”
15/07/2025
Öyküleri, romanları ve çevirileriyle çağdaş edebiyatımızın köşe taşlarından olan Pınar Kür’ü kaybettik. Ailesinin, okurlarının, edebiyat dünyasının başı sağ olsun. 🙏🏻
14/07/2025
“O da geceleri aynı şeyleri düşünmüştü! O da aynı özlemi duymuştu; mutlu olmak için, kendisi olmak için gerekli olan parça hep eksikmiş gibi, bir şeylerden yoksun kaldığını hissederek içini yiyip bitiren şu tamamlanmamışlık duygusunu hissetmişti.“
13/07/2025
Halil Türkden'in kaleminden "Kapkara bakışlı bir çocuk: Ece Ayhan"...
11/07/2025
"Neden kimse onun da sorumlu olduğunu kabul etmiyor? Neden suçlu ille de benim?"
09/07/2025
“Kaybedilen zamanı telafi etmek istiyorum, tüm kayıp zamanı. Gelecekte bana verebilecekleriyle hiç ilgilenmiyorum, geçmişte sahip olamadığım şeyi geri vermeleri bana yeter.”
08/07/2025
Sevin Okyay’ın kaleminden bir portresi… 🍀
07/07/2025
"Ne yapacağınıza karar veremediğiniz anlarda kendinizi yola bırakmak en iyisidir."
Be the first to know and let us send you an email when ON8 posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.
On sekiz ya da 18,
rüştümüzü ispatladığımız yaş ya hani;
ON8 ise biraz farklı...
O da rüştün ispatı belki ama yalnızca
edebiyat okuru olmakla ilgili bir şey ON8, Edebiyat okurunun rüştüne erdiği an, belki.
İlle de on sekiz yaşında olmak gerekmez burada. On beş de olur yirmi beş de... Olay şu ki, artık ne bir okul var tepemizdebizim için kitap seçen, ne de bir sistem “onu oku, bunu okuma” diyen. Varsa bile hâlâ, tek başına her şeyi belirlemeyen, belirleyemeyen.
Çünkü edebiyat okuruyuz artık,
kendi kararını kendi veren.
Cepte biraz para ya da kütüphane kartı,
gözlerimiz raflarda, kitaplıklarda, arkadaş odalarında,
internette, kataloglarda...
Sadece bize bağlı neyi okuyup neyi okumayacağımız.
Ve ON8 girer devreye; isteyene.
ON8 demek, yeni seçenekler demek. Yeni okumalar, yeni konular, yeni anlatımlar demek.
“Genç” deyip geçilenler, dertli görülüp uzak durulanlar, hatta “zor” diye üzerine gidilmeyenler,
korkulup da kenara atılanlar demek...
Bazen de yalnızca bir soluklanma, farklı bir bakış, yeni bir ses, kendi başına kalma ya da enine boyuna tartışma...
Farklı bir nefes demek...
ON8, nihayetinde edebiyat demek...
Özellikle gençle buluşmayı seven bir edebiyat, belki... ON8, gençliği anlatan edebiyatı seven
herkes için edebiyat demek...
Sana, bana, size, bize, onlara...
Okurlara, yazarlara, hem genç olanlara
hem de “genç”e dair olanı unutmayanlara...