08/10/2025
YAŞLANIYORUZ AMA HAZIR DEĞİLİZ
Türkiye hızla yaşlanıyor. Ama bu, gri saçların onurla dalgalandığı, torun sevinciyle sarmaş dolaş bir yaşlanma değil. Kalabalık şehir hastanelerinde saatlerce sıra bekleyen, polikliniğe ulaşmak için uzun koridorları adım adım aşmak zorunda kalan, çocuklarına yük olmamak için susan, enflasyonun pençesinde yaşam mücadelesi veren bir yaşlanma. Ve devletin bu tabloya cevabı acımasızca net: “Kendi başının çaresine bak.”
YAŞLILIK BİR İSTATİSTİK DEĞİL, GECİKMİŞ BİR KRİZ
Demografik projeksiyonlara göre 2040 yılında nüfusun en az %16’sı 65 yaş ve üstü olacak. Bu oranı soğuk bir rakam gibi okumayın. Bu, her altı kişiden birinin, sosyal yardımlara muhtaç olarak etiketlenen, aile fertlerine yük olmamak için sessizce susan bir birey olacağı anlamına geliyor. Ve biz bu gerçekle yüzleşmekte en az yirmi yıl geciktik.
YAŞLININ CEBİNDE HAYAT DEĞİL, ENFLASYON VAR
Emekli maaşları neredeyse sadaka seviyesine çekilmiş durumda. Uzun süreli bakım sigortası hâlâ hayal. “Bakım yükü aileye aittir” anlayışı, yaşlıların sorumluluğunu kadınların sırtına yıkıyor. Kadın istihdamı bu yüzden düşüyor, bakım hizmetleri çökmeye devam ediyor. Yaşlılık artık bireyin değil, bir ailenin çöküşüne dönüşüyor.
HUZUREVİ Mİ, YOKLUK EVİ Mİ?
Türkiye’de kamuya bağlı huzurevlerinde yalnızca 17 bin kişilik kapasite var. Başvuru şartları ise oldukça “özgün”: Ya kimsesiz olacaksın, ya da tamamen yoksul. Peki, ortada kalan milyonlar? Ömür boyu sigorta ödemiş, çocuklarına yük olmak istemeyen ama özel kuruma da gücü yetmeyen milyonlarca yaşlı için sistemin yanıtı çok net: “Eğer senin biraz bile imkanın varsa, kendi başının çaresine bak.”
Özel huzurevleri astronomik fiyatlarıyla erişilmez ya da sundukları hizmet kalitesiyle tartışmalı. Psikolojik destek, bireyselleştirilmiş bakım, sosyal etkinlik? Çoğu ya yok, ya göstermelik. Adı “huzurevi”, ama içi sessiz bir terk ediliş.
Raporun işaret ettiği alternatif, “toplum temelli bakım” modelleri. Yani yaşlıların kendi evlerinde ama profesyonel destekle yaşamlarını sürdürebileceği bir sistem. Ancak bunun için bakım emeğinin kamusallaştırılması, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve kadınların sırtındaki görünmeyen yükün paylaşılması şart. Aksi takdirde huzur değil, sistematik yalnızlık büyüyor.
SOSYAL KATILIM YOK, İZOLASYON VAR
Yalnız yaşayan yaşlıların oranı artıyor. Ne toplumsal etkinliklere katılabilecek fiziki ortam var, ne de ulaşım imkânı. “Yaş dostu şehirler” hâlâ vaat düzeyinde kalıyor. Gönüllülük programları, kuşaklararası buluşmalar raporların süslü önerisi olmaktan öteye geçemiyor. Uygulama yok. Yaşlılar her geçen gün biraz daha görünmez oluyor.
YAŞLILAR İÇİN ŞEHİR DEĞİL, YALNIZLIK İNŞA EDİYORUZ
Kent planları hâlâ genç ve sağlıklı bireyler için yapılıyor. Rampasız kaldırımlar, uzakta konumlanan sağlık merkezleri, dijital hizmetlere zorlanan ama dijital okuryazarlığı düşük milyonlar… Böylece yaşlıları eve mahkûm eden bir “bakım” anlayışına sıkışıp kalıyoruz.
POLİTİKA DEĞİL, PANSUMAN VAR
Raporda net biçimde ifade ediliyor: Prim bazlı sisteme geçmeden, bakım sigortasını kurumsallaştırmadan, erişilebilirlik için %70 gibi somut hedefler koymadan bu iş olmayacak. Bu mesele tek başına bir bakanlığın değil; yerel yönetimlerin, STK’ların, özel sektörün ve kamunun ortak aklıyla çözülmesi gereken bir toplumsal sorumluluk.
GECİKEN HER YIL, GÖZDEN ÇIKARILAN BİR NESİL
Her yıl ertelenen her reform, sadece bugünün yaşlılarını değil, yarının emeklilerini de vuruyor. Bu ülkenin gençleri de yaşlanacak. Ama bugünkü politikalarla, yaşlanmak bir ayrıcalık değil, bir ceza olacak.
SONUÇ
Yaşlılık bir sonuç değil, planlama işidir. Biz ise hâlâ “ne yaparız” yerine “ne yapmış gibi yapalım ” duvarına tosluyoruz. O yüzden artık şu soruyu sormak zorundayız:
Türkiye yaşlanmaya mı hazırlanıyor, yoksa yaşlılarından mı vazgeçiyor?
Ve unutmayalım: Bugün görmezden geldiğimiz sorun, 30 yıl sonra hepimizin başına gelecek.
(Bu yazı TÜSİAD'ın 04.07.2025 tarihli yaşlılık politikaları raporu temel alınarak hazırlanmıştır.)
https://www.bursatanik.com/yaslaniyoruz-ama-hazir-degiliz.html/?fbclid=IwdGRzaANTAYFjbGNrA1MBtWV4dG4DYWVtAjExAAEeRiiPFl_NhOSfUUweNPMUGhCAMBL-Xc8IpgpIZtrr8HxelQOTYLKBCjJnA4U_aem_14ic4y_0I_oi9eWfWXsFoQ&sfnsn=scwspwa
Teşekkürler Bursa Tanık