18/07/2025
Bilgen Ülgen, Cumhuriyet Kitap’ta Fısıltı Korusu’nu inceledi🍃
Yıl 1939. İngiltere’de savaş başlamak üzeredir. Binlerce çocuk, bombardımandan korunmaları için şehir dışına gönderilir. Hazel ve küçük kız kardeşi Flora Lea da bu çocuklar arasındadır. Tanımadıkları bir evde, yabancı insanların yanında, hiçbir şeye tutunamadan büyümeye çalışırlar. Hazel, kardeşinin yüreğini ferahlatmak için hayal gücüne sığınır ve yepyeni bir dünya yaratır: Fısıltı Korusu. Gerçek olmayan ama hissedilen, masalsı ama kız kardeşler için oldukça sahici bir yerdir burası. Sadece Hazel ile Flora’yaait bu sıradışı orman her şey mümkündür.
Sonra bir gün, Flora kaybolur…
Yirmi yıl sonra Hazel’ın karşısına çıkan bir çocuk kitabı, geçmişi bugüne taşır. Çünkü o kitabın sayfalarında yalnızca Flora’nın bilebileceği bir masalın satırları yer almaktadır. Artık sorulması gereken tek bir soru vardır: Kim anlatıyor bu hikâyeyi?
Henry, bu sorunun peşine düşerken klasik bir “kayıp kardeş” anlatısına yaslanmak yerine, hikâyenin doğasına, anlatının kendisine yöneliyor. Bir masal yalnızca iki kişi arasında paylaşılmışsa, bu onu bir sır mı yapar, yoksa bir yük mü? Fısıltı Korusu’nun gücü tam da burada, olaylardan çok duyguların izini sürmesinde.