Zonguldak Nostalji

Zonguldak Nostalji Zonguldak Nostalji Tarih, Kültür, Sanat, Antika, Koleksiyon, Sosyal Hayat ve geçmişin izleri...

1 Aralık 1942 gecesini, 2 Aralık 1942’'e bağlayan günün sabahında, Zonguldaklı şair Rüştü Onur odasında!!!Fotoğraf canla...
30/11/2025

1 Aralık 1942 gecesini, 2 Aralık 1942’'e bağlayan günün sabahında, Zonguldaklı şair Rüştü Onur odasında!!!

Fotoğraf canlandırmadır...

Zonguldak Nostalji

1 Aralık 1942’yi 2 Aralık 1942’ye bağlayan gece...12 Kasım 1942’de nişanlısı Mediha'nın hayatını kaybedeli 5 hafta bile ...
30/11/2025

1 Aralık 1942’yi 2 Aralık 1942’ye bağlayan gece...

12 Kasım 1942’de nişanlısı Mediha'nın hayatını kaybedeli 5 hafta bile olmamıştır. Rüştü Onur’un belki Mediha hanımın aksine hayata tutunacak gücü vardır ama artık bunun için bir nedeni kalmamıştır. Onu sağlık geçmişine sahip birinin asla yapmaması gereken bir şeyi yapmayı başlar. Her akşam içmektedir artık. Bu anti-tedavi uzun sürmez. 1 Aralık 1942’yi 2 Aralık 1942’ye bağlayan gece Beşiktaş’taki Leyla Sokağı’ndaki evinde ciğerlerinden fazla kan gelmesiyle boğularak ölür Rüştü Onur. Acılı yaşamı acılı bir ölümle nihayet bulmuştur. Salâh Birsel’e bir vakitler yazdığı bir mektupta, “Ölecek adam değilim ben!” diye yazan Rüştü Onur ölmüştür.

Payıma düşen toprak parçası
Senin de payına düşer
Ayrılık gayrılık yok
Ölüm nefesinde nasıl olsa
Amma henüz vakit erken
Daha gün
Karşı apartmanın balkonunda
Dur bakalım hele
Ben salata satayım
Şair Leyla Sokağı'nda
Sen gene koş
Bez fabrikasındaki
Tezgahının başına
Ölüm içimde
Ölüm dışımda
Ölüm talihsiz aşımda
Ölüm kuru başımda
Teselli benim gözyaşımda

Rüştü Onur........
Rüştü Onur 3 Ağustos 1920 günü Devrek’te dünyaya geldi. Babası köy öğretmeni Mehmet Emin Bey, annesi Fikriye Hanım’dır. İlk öğrenimini 1933 yılında Devrek'te tamamlayıp,Kastamonu’da başladığı orta öğrenimini Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesinde sürdürdü.
Yakalandığı verem nedeniyle, ara verdiği öğrenimine bir daha geri dönemedi. Ereğli Kömür İşletmelerinde memur olarak çalışmaya başladı. Hastalığı şiddetlenince 1941-1942 yıllarını iş ve hastane arasında geçirdi. Zonguldak Mehmet Çelikel Lisesinden Edebiyat öğretmeni olan Behçet Necatigil ve yakın arkadaşı şair Muzaffer Tayyip Uslu’nun desteğiyle Zonguldak’ta çıkan dergi ve gazetelerde şiirlerini yayınladı.
İstanbul Heybeliada Senatoryumunda bir süre tedavi gördüğü halde sağlığına kavuşamayan Rüştü Onur, Beşiktaş Şair Leyla Sokaktaki evinde, henüz 22 yaşındayken, 2 Aralık 1942 günü yaşamını yitirdi. Cenazesi Ortaköy Mezarlığına defnedildi. Salah Birsel şairin ölümünden sonra, 1956 yılında şiir ve yazılarını “RÜŞTÜ ONUR” adlı bir kitapta topladı.

Zonguldak Nostalji

1 Aralık 1940... II. Dünya Savaşı dolayısıyla Zonguldak'ta ve Türkiye'de geceleri karartma uygulaması başladı.
30/11/2025

1 Aralık 1940... II. Dünya Savaşı dolayısıyla Zonguldak'ta ve Türkiye'de geceleri karartma uygulaması başladı.

1 Aralık... Türkiye, Avrupa Ekonomik Topluluğu’na üye oldu...Türkiye’yi Avrupa Ekonomik Topluluğu’na ortak üye yapan, ta...
30/11/2025

1 Aralık... Türkiye, Avrupa Ekonomik Topluluğu’na üye oldu...

Türkiye’yi Avrupa Ekonomik Topluluğu’na ortak üye yapan, taraflar arasında bir gümrük birliğine dayanan ve tam üyelik öngören Ortaklık Anlaşması, diğer adıyla Ankara Anlaşması, 12 Eylül 1963’te imzalandı ve 1 Aralık 1964’te yürürlüğe girdi.

Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun (AET) 1958 yılında kurulmasından kısa bir süre sonra Türkiye, 31 Temmuz 1959’da Topluluk’a ortaklık başvurusunda bulundu. Türkiye adına bu başvuruyu, dönemin Demokrat Parti lideri ve Başbakanı Adnan Menderes yaptı. Menderes, bu başvuruyla, “Türkiye’nin Avrupa’ya ilk adımı attığını” ifade ediyordu. Anlaşmaya imza atan dönemin Başbakanı İsmet İnönü ise Avrupa Birliği’ni, “Beşeriyet tarihi boyunca insan zekâsının vücuda getirdiği en cesur eser,” olarak tanımlıyordu.

Ankara Anlaşması, Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinin hukuki temelini oluşturmaktadır. Anlaşmanın ikinci maddesinde amaç şöyle belirtilmektedir:

“Türkiye ekonomisinin hızlı kalkınmasını ve Türk halkının istihdam düzeyinin ve yaşam koşullarının yükseltilmesini sağlama gereğini göz önünde bulundurarak, taraflar arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri aralıksız ve dengeli olarak güçlendirmeyi özendirmektir.”

RÜŞTÜ ÖLÜNCE....Kendisini tanıyalı ancak bir sene, sevmeye ve anlamaya başlayalı bundan da az bir zaman olmuştu. Şimdi, ...
30/11/2025

RÜŞTÜ ÖLÜNCE....

Kendisini tanıyalı ancak bir sene, sevmeye ve anlamaya başlayalı bundan da az bir zaman olmuştu. Şimdi, bir zamanlar hülyalarını dolaştırdığı bu şehirden uzakta, İstanbul’larda öldüğünü öğrendiğimden beri, boyuna Zonguldak caddelerindeki akşam gezintilerimizi düşünüyorum. Gamlı gecelerin öncüsü, dilsiz ve durgun akşamların alacakaranlıklarında bana şiirden bahseden Rüştü, artık hatıralarım arasına geçti. Ondaki sağlam bir şiir anlayışına karşı duyduğum sevgiyle, farkında olmadan ne kadar beslenmişim ki, yazılarında pek bahsetmek istemediği bilinmez dünyalara gidişinde böyle içten sarsıldım.

Şu anda, ölümünden bana kalanlar, temiz bir arkadaşlık, sevgiler, güzel bazı şiirler… Zamanın ihmal ve icapları içinde bir gün onun bendeki bu mütevazı terekesini(miras) de satıp savabilir, telaşlarımın dağınıklığı içinde onun ezberimdeki mısralarını bir gün bir yerde bırakıp gidebilirim. İnsan kolayca unutur. Ama hayat beni zaman zaman ölülerimden uzaklaştırsa bile, ben yine fırsat bulup, bir an bir yol dönemecinde, onun hatıralarıyla karşılaşıveriyor, onlarla birlik yürümeye başlıyorum. Rüştü, vaktin müsait olduğu zamanlar bana uğra, gezmelere gideriz, seninle beraberce!...
Buraya şiirlerden parçalar alsam, acaba daha mı iyi ederim? Pek erken ölümündeki dehşet karşısında bütün gayretlerim, beni zayıf ve aciz gösterecek olduktan sonra, ha sözü uzatmışım, ha susmuşum hepsi bir.

Ölümlerin en acıklısını ifade için, “gençliğine doyamadan gitti” diyen halk muhayyelesindeki [düşünülmüş, hayal olunmuş] isabeti düşünürken Rüştü Onur’u hatırlıyorum rahat uyusun.

Behçet Necatigil

(Ocak gazetesi, 16 Aralık 1942, nakleden Salah Birsel, Rüştü Onur)
Zonguldak Nostalji

YORUMLARINIZDAN SEÇTİKLERİMİZ..."Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, bende o kelebeğin rüyasında görev almıştım f...
29/11/2025

YORUMLARINIZDAN SEÇTİKLERİMİZ...

"Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, bende o kelebeğin rüyasında görev almıştım figüran olarak, daha sonra başka dizi ve filmlerde de görev aldım, fakat kelebeğin rüyası daki ciddiyet, görev paylaşımı, koordinasyon çok güzel ve herkes işini en iyisini yapmaya çalışması, perde arkasında görünmeyen emek sarf eden insanlar ile doluydu, erkek makyöz vardı uzun saçlı, dövmeli, küpeli, yanınızdan geçse güler siniz,işini o kadar güzel, hızlı ve çabuk yapıyor ki, onbeş yaşındaki kızları kırk yaşındaki kadınlara, erkekleri de, yaşlı, sakat hasta veya benim gibi iyi giyimli adam haline getiriyor du, Kıvanç havalı, Yılmaz Erdoğan bilgili, Ahmet Mümtaz Taylan sert gibi görünen neşeli ve şakacı, Mert Fırat mütevazı, Belçim hanım da,neşeli e güler yüzlü, Devrim hanım ciddi görünümlü kişiler olarak gördüm, çekimlerde Mert Fırat sigaramın arabamda kaldığını söylemiştim,bana sigara aldı, fakat ücretini ne kadar ısrar etsem de almamıştı,beni çekimlerde bir yaşanan olay üzmüştü, çekim için gelen üç arkadaş, o gün çekimleri yokmuş, öğle vakti yemek yemek için yemeklerini aldılar, görevli bir arkadaş,çekimini, varmı diye sordu, onlarda bugün yokmuş cevabını verdiler,o görevli de, o zaman niye yemek aldınız deyince, genç arkadaş, tepsiyi yere attı,senin de, yemeğinin de, çekiminin de, bastı kalayı,araya girdik tatlıya bağladık, zaten yemekler çok güzel olmasına rağmen bir çoğu çöpe gidiyor du,yeseler ne olur,insan işte,bizler için güzel bir hatıra oldu emeği geçen herkese, özellikle Evren hanıma,teşekkür eder, selam ve sevgilerimi iletirim, film çekiminden bir yıl kadar sonra itfaiyede çalışan bir arkadaşın vefat ettiğini öğrendim, Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun..."

Ömer Yüksel-29 Kasım 2025
Zonguldak Nostalji

Bir zamanlar: İskelede Sürmen Düğün Salonu ve Liman Restorant...
29/11/2025

Bir zamanlar: İskelede Sürmen Düğün Salonu ve Liman Restorant...

İŞTE O TARİHİ BELGENİN METNİ…HAKKIMIZI ALMAK İÇİN GREV YAPIYORUZ!Arkadaşlar,Bugün TTK ve MTA'da çalışan 48 bin işçi "TEK...
29/11/2025

İŞTE O TARİHİ BELGENİN METNİ…

HAKKIMIZI ALMAK İÇİN GREV YAPIYORUZ!
Arkadaşlar,
Bugün TTK ve MTA'da çalışan 48 bin işçi "TEK SES TEK YUMRUK" olarak GREV'e çıkıyoruz.
Biz, insanca çalışmak, insanca yaşamak istiyoruz.
Onlar, "hayır, size ölmeyecek kadar ücret yeter" diyor. 12 Eylül Yasa'ları ile bizi bugüne kadar oyaladılar. Ve, bizi GREV'e zorladılar.
Hep dişimizi sıktık, sabrettik. Ama, artık günah bizden gitti. Bundan sonrasını onlar düşünsün.
Bizim, haklarımızı alabilmek için son çaremiz GREv’dir. Sesimizi, haklı isteklerimizi duymayanlara karşı üretimden gelen gücümüzü kullanacağız. İşçi sınıfımızın gücünü, birliğini, dayanışmasını dosta-düşmana göstereceğiz.
Tüm Zonguldak halkı, emekten ve özgürlükten yana tüm güçler bizimle birlikte. Türkiye işçi sınıfının kalbi maden işçisi ile birlikte atıyor.
Bugüne kadar, hiç kimse çıkıp "siz çok para istiyorsunuz" diyemedi. Ancak, hedef şaşırtmak için çeşitli bahaneler ileri sürdüler.
Yıllardır yatırım yapmayanlar, TTK'yı ve KİT'leri göz göre göre zarara uğratanlar, bunu işçilere ödetmek istiyorlar. Sermaye sınıfının çıkarlarını koruyan, onların batık şirketlerini devlet bütçesinden kurtaranlar, TTK'ya ve KİT'leri batırmakta direniyorlar. Biz işçilerden, emekçilerden kesilen vergileri vurguncuya, soyguncuya aktaranlar bizleri açlığa mahkûm etmek istiyorlar.
Bizleri korkutamazlar, yıldıramazlar. Biz onurumuzu kimseye çiğnetmeyiz. Aç gezeriz,ama dik yürürüz. Gemileri yaktık, geri dönüş yok! Biz ne istediğimizi, nasıl alacağımızı iyi biliyoruz.
Yeraltında her dakika ölümü yaşayarak kömür üretip ömür tüketen, emekliliğini yaşayamayan, kaza-sakatlık-hastalık ile boğuşan maden işçilerine, doğaya meydan okuyarak sondaj kamplarında sürünen maden arama işçilerine "şununla idare edin, fazlasını istemeyin" demek düpedüz hakaret etmektir, hepimizi hiçe saymaktır.
Artık, dayanacak, özümüzden verecek, katlanacak halimiz kalmadı. Artık, susmayacağız.
Biz kendimizi çoktan feda ettik. Ama çoluk çocuğumuzun geleceği var. Onlar da okuyacak, yetişecek, yöneten olacaklar. Haklarımızı alıncaya kadar eylemdeyiz. Her zorluğu birlikte aşacağız. Kuru ekmekle, tarhanayla, kömeçle de kalsak direneceğiz.
Bu GREV, hak kavgasıdır. Bu GREV, namus kavgasıdır.
HAKLIYIZ, GÜÇLÜYÜZ, DİRENECEĞİZ, KAZANACAĞIZ

GMİS-ŞEMSİ DENİZER-30 Kasım 1990
Zonguldak Nostalji

VEFAT…Lütfiye Köktürk vefat etti…Merhum Bahri Köktürk’ün eşi, Zonguldak barosu avukatı Şenol Köktürk, Süreyya Köktürk ve...
29/11/2025

VEFAT…

Lütfiye Köktürk vefat etti…

Merhum Bahri Köktürk’ün eşi, Zonguldak barosu avukatı Şenol Köktürk, Süreyya Köktürk ve Hayriye Naido'nun annesi Lütfiye Köktürk vefat etmiştir.
Cenazesi 30 Kasım 2025 tarihinde Filyos Öteyüz Camisinde kılınacak öğle namazına müteakip defin işlemi yapılacaktır.

Zonguldak Nostalji-29 Kasım 2025

ERDAL TOSUN’UN ANISINA!30 Kasım 2016... Sanatçı Erdal Tosun'un ölüm yıldönümü...Yılmaz Erdoğan, Erdal Tosun'u "Organize ...
29/11/2025

ERDAL TOSUN’UN ANISINA!

30 Kasım 2016... Sanatçı Erdal Tosun'un ölüm yıldönümü...

Yılmaz Erdoğan, Erdal Tosun'u "Organize İşler 2 Sazan Sarmalı" filminde bu footoğraftaki sahneyle anmıştı.
Filmde yer alan duygusal kare sosyal medyada büyük beğeni almıştı…
……………….
Erdal Tosun’un düşüncesi hayata geçirildi:

Zonguldaklı şairlerin hayatını konu alan, senaryo ve yönetmenliğini Yılmaz Erdoğan'ın yaptığı "Kelebeğin Rüyası" isimli sinema filminin düşünce babası Erdal Tosun'dur. Yılmaz Erdoğan bir söyleşide şunları söylemişti...

O ŞAİRLERİ ÇEKİMDEN SEKİZ YIL ÖNCE ÖĞRENDİM!
Zonguldaklı şairleri; ilk kez çekimlerden sekiz yıl önce, Erdal Tosun'dan duydum. Onlardan daha önce haberdar olmadığım için de utanç duydum. Herkesin bilmediği ne gizli şairler var bu memlekette.
Çekimlerde, Zonguldak'ta Allah vergisi bir şeyin daha olduğunu öğrendim; insanları olağanüstü yetenekliymiş. Hayatımda bu kadar yetenekli insanı bir arada görmedim. Bize çok faydaları oldu.

Zonguldak Nostalji

30 Kasım 1990... GMİS Başkanı Şemsi Denizer Gelik'ten start veriyor...
29/11/2025

30 Kasım 1990... GMİS Başkanı Şemsi Denizer Gelik'ten start veriyor...

30 Kasım 1990... Zonguldak'ın en hareketli günleri ve tarihin en büyük grevi başlıyor...30 Kasım 1990 günü başlayan, 8 O...
29/11/2025

30 Kasım 1990... Zonguldak'ın en hareketli günleri ve tarihin en büyük grevi başlıyor...
30 Kasım 1990 günü başlayan, 8 Ocak 1991 günü sona eren büyük madenci grevi ve takip eden günlerde Ankara yürüyüşü sıtartını, GMİS Başkanı Şemsi Denizer ilk olarak Gelik'te düzenlenen toplanmayla başlatıyor...
zonguldaknostalji.com

Address

Zonguldak

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Zonguldak Nostalji posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Zonguldak Nostalji:

Share

Bir zamanlar...

İki kilim, üç somya, birkaç sandalye ile daha mutluyduk. Çağdaş apartmanların yerinde bahçeli, taşlıklı, cumbalı ahşap evler vardı... Stresi, depresyonu, panik atağı tanımazdık...

Asfalt yerine çamura basardık, ama çevre yeşildi; ağaç altında yemek yiyip buz gibi çene suyu içerdik. Zonguldak’ın tüm sahilleri pırıl pırıldı, her yerden denize girerdik. Elbiselerimiz son moda değildi belki, ama içimiz-dışımız birdi; riyakârlık nedir bilmezdik. Çoktan beri her şey değişti.

Biz de çaresiz bu değişime ayak uydurduk. Daha doğrusu ayak uydurmaya çalışıyoruz... Çevre kirliliğine katlanmayı, trafik canavarına dayanmayı, tıkıştırarak döşediğimizi zannettiğimiz apartman dairelerinde oturmayı, tıkış tıkış otobüslere binmeyi öğrendik...